3 Temmuz sabahı Fenerbahçeli yöneticilerin göz altına alınmasıyla başlayan süreç Türk futbolunda temiz eller operasyonu olarak algılanmıştı. Bu sürece gelene kadar yazılan kirli senaryolar ve ortaya atılan çirkin iddialar; toplumu futboldan soğutmuş, tribünlerdeki görsel şölenler yerini hakaret ve küfürleşmelere bırakmış, günlük hayatta rakip formayla dolaşanlar dahi kovalanmış, var olanlar yetmiyormuş gibi bir de futbol terörü kavramı maalesef hayatımızdaki yerini almıştı. Bizde uzman çok, haliyle medya olayı bütün boyutlarıyla da ele aldı.
Süreç o kadar hızlı ilerle ki Fenerbahçe’nin en büyük sponsorlarından Futbol Federasyonunun yeni Başkanı Sayın Mehmet Ali AYDINLAR Fenerbahçe’yi savunmadığı iddialarına daha fazla dayanamayarak görevinden ayrıldı, Meclisin yeni çıkarmış olduğu sporda şiddetin önlenmesine dair yasayı İktidarın yeniden ele almasıyla söz konusu ceza ve yaptırımlar hafifletildi. Dolayısıyla tribün, sokak ve sermayeden sonra siyaset kurumu da sürece dahil olmuştu.
Sonunda yargı, tapeler ve gizli tanıkların da ifadelerine dayanarak bir karar verdi. Fakat bu karar olayın taraflarından hiç birini memnun etmedi. Futbolla ilgili atılan her adımda hep 3 Temmuz süreci öne sürülüyor, öyle ki Milli takım bile bu sürecin gölgesinde kalıyordu. Gerekçe ise Türk Futbolunun bağırsaklarının temizlenememiş olmasıydı.
UEFA Geçtiğimiz hafta 3 Temmuz süreciyle ilgili olarak özellikle Fenerbahçe’ye ağır bir ceza verdi. Bu ceza Fenerbahçe’ye yapılan apaçık bir operasyondur. Zira bu dava şike davası olsaydı - futbolu bilmeye gerek yok - hepimizin malumu Steaua Bükreş ve Lyon takımları bugün Avrupa kupalarında mücadele edemezdi. Aykut KOCAMAN’ ın gönderilerek yerine Ersun YANAL ’ın getirilmesi bu operasyonun sadece bir parçasıdır. Bu operasyonun; siyaset, sermaye ve spor camiasındaki boyutları ise önümüzdeki günlerde netlik kazanacaktır.
30 Ocak 2012 Tarihli yazımda ” Bugün Türkiye Futbol Federasyonu merkezli yürütülen operasyon, zenginlerin iktidarıyla, iktidarın zenginleri arasındaki mücadelenin tipik bir örneğidir. Bu Fener’i, değil Türkiye Futbol Federasyonu, kolay kolay ABD bile küme düşüremez, düşüren bedelini öder. ” demiştim. Evet, Fenerbahçe her hangi bir spor kulübü değildir. Fenerbahçe oldukça güçlü sermaye gruplarının bir bileşkesidir. Fenerbahçe için isimlerin önemi yoktur. Dün Ali ŞEN vardı bugün Aziz YILDIRIM var, başkanlık koltuğunda muhakkak yarın da birileri olacaktır. Önemli olan Fenerbahçelilerin takımlarına ve camialarına sahip çıkmalarıdır. Dün söyledim bugün de söylüyorum, bu Fener’i düşüren bedelini öder.
Ali Zafer TOPŞİR