Analarımız
Analarımız; Elleri kınalı saçları ak analar. Elleri tel tel çatlak, yüzleri kırış kırış analar. Hatırlayın bakalım, onlar nasıl analık etmişler? Kapitalist sistemin yılda bir defa tüketim amaçlı uydurduğu anneler günü bizim analarımızı temsil ediyor mu? Ya da bizim analarımızın yılda bir defa hatırlanmakla hakları ödenmiş mi oluyor? Geçmişe bir yolculuk yaparak hafızalarımızı tazeleyelim bakalım analarımız bizleri hangi şartlarda yetiştirmiş. Bizim analarımız; Ayağının altına cennet gizlenen inancımıza göre en değerli varlıklarımız. Çilesi alnına yazılmış, çocuklarını emzirme haricinde göğsüne yaslayıp birdefa sevememiş, büyüklerinin yanında sofra başında ayakta bekleyip en son karnını doyurmuş bizim analarımızdır. Çocuklarını yeri geldiğinde tarlalarda doğuran, doğumdan önce ya da kış gelmeden höllük eleyip çuvallara dolduran,hazır bezi ve mamayı hiç tanımayan,mahalle çeşmesinden omuzlukla yaz kış demeden bakraç,bedire ve testi ile su taşıyan, köy,mahalle fırınında ya da ocaklığa kurulmuş sacda ekmek pişiren, çocuklarını doyurmak için bahçelerden çalı çırpı toplayıp ocak ve soba yakan, gazel süpüren,evde herkesten önce kalkan ve herkesten sonra yatan,bulgur ( Hedik) kaynatıp, el değirmeninde çeken,elleri soğuk ve sıcaktan çatlayan ve çatlayan yaralarına karasakız eritip basan,makarnasını elde kesen, her yemeği yapmasını bilen, kış için tezek yapan, yiyecek kurutan, konserve nedir bilmeyen, buzdolabı olmadığı halde yemekleri bozulmayan , kirli çamaşırları taşıma su ile kara kazanlarda kil ile, bulaşığını mahalle hargından akan suyla yıkayan, gaz lambasının bile sadece varlıklı ailelerde olduğu günlerde fiske ışığında çorap söküğü diken,yırtılan pantolon ve gömleklere yama yapan, kocasına asla karşı gelmeyen, kaynanasına,kaynatasına hürmette kusur etmeyen,ahırdaki hayvanı sağan, ahırı temizleyen, tuluk yayıp tereyağ ve peynir çökelek yapan, hasat mevsimi gece sabaha kadar ırgatlara yemek hazırlayıp uyku dahi uyumadan seher vakti tarlaya ekin biçmeye giden, tarladan dönüşte tekrar evin tüm yükünü sırtlayan, fakirliğin iliklerine kadar yaşandığı günlerde bir köşeye dar günler için para biriktiren, yağmur yağdığında çatısı olmayan damı loğlayan, yeri geldiğinde evlatları tarafından horlanan ama yine de evlatlarına hayır duasını hiç eksik etmeyen, onlardan hiç şikayet etmeyen, hep sabreden ve hep şükreden. Bizim analarımız,bizim analarımız gerçekten cennet ayağının altına gizlenmiş cefakâr,fedakâr analar. Şimdi biz onları sırtımızda taşısakta,ellerini soğuk sudan sıcak suya sokturmasakta,haklarını hiç bir zaman ödeyemeyeciğimiz analar. Allah'ın (cc) vermiş olduğu tüm zaman dilimlerinde annelerimizi hatırlamanız dileği ile, vefat eden annelerimize sonsuz rahmetler diler, hayatta olan annelerimize de hayırlı,sağlıklı ve bereketli ömürler dilerim.. Selâm ve duâ ile