Uzun yıllar İngiliz ve Fransız idaresinde kaldıktan sonra 1951'de bağımsızlığını kazanan Libya, doğrudan halk yönetimi anlamına gelen Cemahiriye sistemiyle yönetiliyor.
"Devrim Lideri" unvanını taşıyan Muammer Kaddafi, 1976'da yayımladığı; İslami ülküler, sosyalizm ve Arap milliyetçiliğinin harmanlandığı, siyasi partiler ve temsili demokrasiyi reddeden "Yeşil Kitabı"nı temel olarak alarak, halkın görüşlerini halk komiteleri ve genel halk kongresi aracılığıyla sunabilmesine olanak tanıyan "Cemahiriye Sistemi"ne 2 Mart 1977'de geçti.
Libya lideri, ülkenin adını da Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi olarak değiştirdi.
Muammer Ebu Minyar El Kaddafi 1969'da yüzbaşıyken Kral İdris'e karşı yaptığı ihtilalden sonra albaylığa terfi etti. Kaddafi, ihtilalden sonra Devrim Komuta Konseyi Başkanı oldu. Bir yıl sonra da Başbakanlığı ve Savunma Bakanlığını da üstlendi.
Libya'da 1971 yılında, tek siyasi parti olan Arap Sosyalist Partisinin kurulmasından sonra 1972'de başbakanlığı devreden Kaddafi, 1976 yılında kendini devlet başkanı ilan etti.
1977'de Cemahiriye sistemine geçtikten sonra, 1979'da tüm görevlerinden istifa ederek kendini sade bir vatandaş ilan eden Kaddafi 1981'den bu yana Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutanı unvanını taşıyor.
1986 yılında ise ülkenin adına "büyük" sıfatı eklenerek Libya Büyük Sosyalist Arap Halk Cemahiriyesi oldu.
Libya lideri, 1992'de ülkeyi her biri ayrı bütçeye, yasama ve yürütme güçlerine sahip binden fazla yerel idareye ayırdı. Yerel idareler ve kongreler, Kaddafi'nin üyelerini özel olarak seçtiği Devrim Komitelerince denetleniyor.
Kaddafi, gerçek demokrasi olarak adlandırdığı cemahiriye sisteminin, "sahte parlamentarizm ve batı demokrasisinden çok daha başarılı ve demokratik olduğu" görüşünü savunuyor.
Doğusunda Mısır, güneyinde Çad ve Nijer, batısında Cezayir ve Tunus, kuzeyinde de Akdeniz'e sınırı bulunan Libya'nın 6,5 milyon dolayındaki nüfusunun yüzde 90 kadarını Araplar oluşturuyor.
AA