Çamoluk tan Sedat Duyan ilçede yaşanan bazı sıkıntıları sosyal paylaşım sitesinde (Facebook) gündeme getirerek çözüm bulunmasını istiyor.
Bize de mail gönderen Sedat Duyan’ın mailini noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz.
İsmi geçen ve söz hakkı doğduğunu düşünen herkes ve her kurum için. Cevap hakkı yayınlanır.
İşte Sedat Duyan'ın yazısı.
İşte Sedat Duyan'ın yazısı.
Çamoluk ta kırk yılı aşkın bir zamandan beri hizmet veren Çamoluk kuran kursu; ilçe müftülüğünce öğrenci yok gerekçesiyle kapatılmak istenmiştir. ilçe sakinlerimiz konuyla ilgili (BİMER) Başbakanlık şikayet kuruluna ilçe müftülüğünün bu tutumuna karşı şikayet dilekçeleri gönderilmiştir. Kuran kursumuz belki resmen kapatılmamıştır ancak sonuçta “ha hasan kel,ha kel hasan” vari bir durum ortaya çıkmıştır. İlçe müftüsüyle bu konuyla ilgili yaptığımız görüşmede kuran kursunun kapatılmadığını ancak öğrenci yokluğu sebebiyle eğitim öğretime ara verildiği söylenmiştir. Ayrıca ilçe müftüsü öğrenci bulun getirin açalım vari kendisinin bu konuda suçunun olmadığını ima etmeye çalışmıştır. Bunu kendisinden duyduktan sonra anne ve kız kardeşimde dahil olmak üzere 17 bayanın kimlik fotokopileriyle birlikte kuran eğitim öğretim almak istediklerine ilişkin dilekçe kaymakamlık aracılığıyla ilçe müftülüğüne sevk edilmiştir. ( Bu seferde eğitim öğretim sezonu olmadığı için bu hizmetin sezon başında verilebileceği söylenirse şaşırmam. ) Aradan geçen bir ayı aşkın zamandır hiçbir gelişme olmamıştır. çeşitli internet kanallarında çeşitli il müftülük ve ilçe müftülüklerinin kuran eğitim öğretimi noktasında fevkalade örnek çalışmalarını görüyoruz. Bu müftülüklerin yaptığı örnek hizmetlere müsaade eden kanunlarımız söz konusu Çamoluk olunca yasak mı getiriyor. Ben bir vatandaş olarak kesinlikle burada bir anlam veremediğim ve beni düşündüren menfi tutum seziyorum. Özellikle bu konularda duyarlılığının hat safhada olduğunu düşündüğüm bir Partinin iktidarı döneminde bir kuran kursunun kapalı hale gelmesi manidar bir durum olsa gerek.
Sıkı durun ilçe müftümüzün şimdi bir başka gayretini sizlerle paylaşacağım. Söz konusu olan durum yine kuran kursumuzla ilgilidir. Kuran kursunun yapıldığı günden bugüne ibadete açık ve kadrosu olan kuran kursu camii nin kadrosuyla ilgilidir. Burada cemaat olmadığı gerekçesiyle kuran kursu camii kadrosunun alınması için ilgili kurumlara ilçe müftüsü tarafından yazı yazılmıştır. Kadrolu olduğu halde çeşitli zamanlarda cemaati bulunmayan camilerin kadrosunun alınması içinde bir girişimde bulunulmuş mudur. Sayın ilgililere sormak istiyorum. Lojmanda oturan kimseler camide cemaatte hiç görülmeyen kimseler midir. Kuran kursu pansiyonunda kalan ve namaz kılan öğrenci yok mudur? Bu cami civarında namaz kılan mahalle sakini hiç yok mudur. Şayet bu soruların cevabı hayır ise diyecek bir şeyim yoktur. Şayet evet var ise kuran kursuna karşı bir kin ve nefret mi var? Sayın ilgililer bilmelidir ki bu ilçe sakinlerinin sukutu o kuruma sahip çıkmadıklarından değil, sabır ve olgunluklarındandır. Bu toplumun hassasiyetleri anlamsız gerekçelerle kaşınılmamalıdır. Bu tutum ve davranışlar halka hiçbir zarar vermez ancak ilgili kurum ve ilgili kimselere duyulan güven duygusunu azaltır.
Ben bir vatandaş olarak merak ediyor ve ilgili tüm kurumlardan bu merakımın ve sorularıma cevap verilmesini istiyorum?
1- Başta diyanet işleri başkanlığımız olmak üzere il ve ilçe müftülük makamlarının görevi oturdukları yerde maaş almak mıdır.
2- Diyanet işleri ve müftülüklerin vatandaşın dini ihtiyaçlarına en üst düzeyde çözümler üreterek hizmet verilmesi değilmidir?
3- Diyanet işleri ve müftülüklerin vatandaşın temin ettiği arsa üzerine yine vatandaşın kendi imkanlarıyla yaptığı kuran kursu binasında yine tüm ihtiyaçları vatandaşlarca karşılanan binalara sadece öğretici göndermek midir?
4- Diyanet işleri ve müftülüklerin görevi; halkın kendi ihtiyaçlarını gidermek için teşekkül ettirdiği cemiyetler aracılığıyla yapılan hizmet müesseseleri sebebiyle bu cemiyetleri takdir ve yenileri için teşvik etmek değilmidir? Yoksa şeflik dönemlerinde geçerli olan bir anlayışla senin görevin buraya kadar diyerek halkın yaptığını sahiplenmek ve yapanı kapı dışarı etmek midir.
5- Diyanet işleri ve müftülüklerin çeşitli sebeplerle camilere yada kuran kurslarına gelen olmayınca efendim ne yapalım gelen yok diyerek bu kurumların kapısına kilit vurmak mıdır.
6- Diyanet işleri ve müftülüklerin dini duyarlılığı birtakım sebeplerle zayıflamış yada zayıflatılmış vatandaşların dini duyarlılığını artıracak gayret ve hizmetler üretmeyecekse varlık gerekçesi nedir?
7- Sözüm ona bir din görevlisinin hizmet anlayışı“ her şeyden önce ben bir Müslüman’ım ve dinimin icaplarını yerine getiriyorum şuuruyla hareket etmek yerine; efendim ben devlet memuruyum,yatar kalkar maaşıma bakarım, vari bir davranış sergilemek midir?
8- Müftülerimizin görevi ben müftüyüm, makamımda oturur sigaramı çeker çayımı içerim. kuran kursunda öğrenci varmış yokmuş beni ilgilendirmez. Varsa bir yazı yazar öğretici talep ederim. Yoksa yine bir yazı yazar kapatılmasını ve ilgili memurun başka yere çekilmesini isterim midir?
Sedat DUYAN