Tekbaş: `Taksim Eylemleri, Bir Ağacın Ötesine Geçmiştir`

Taksim Gezi Parkı provokasyonunu, ABD, İsrail ve Avrupa’nın belli başlı istihbarat teşkilatlarının organize ettiğini tahmin etmek oldukça kolay. Olay iyi niyetli başlamış ancak ağaç kesiminin ötesine geçmiş bir konudur. Kesilmesi düşünülen ağaçlar İstanbul’da ama sanki ortak bir merkezden talimat gelmiş gibi 81 vilayette eş zamanlı protestolar yapıldı. Emperyalist devletler tarafından organize edilmesi ve yerli işbirlikçiler tarafında da masum vatandaşların provoke edilmesi ile olayların sonucu bu boyutlara ulaşmıştır.

Bu eylemlerin yaşandığı süreçte CHP de bir sınavdan geçti ama onlar da AKP gibi bu sınavda başarısız olmuşlardır. Hatta bu protesto eylemlerine destek vererek, oy kaybeden AKP’nin ekmeğine yağ sürmüş ve bu oy kaybını frenlemişlerdir.

Protesto eylemleri, tam da ABD’nin istediği şekilde gelişti. Çünkü iki parti merkezli yani Demokratlar ve Cumhuriyetçilerden oluşan ABD Başkanlık Sistemi’ni Türkiye’de AKP ve CHP etrafında oluşturma çabaları var.

AKP, son 4-5 aylık süreçte ‘Çözüm Süreci’ olarak bilinen ülkeyi bölünme sürecine iten politikası yüzünden büyük oranda oy kaybı yaşadı. İlginçtir ana muhalefet partisi olan CHP de oy kaybı yaşadı. Bu oylar Saadet Partisi ve MHP’ye doğru yöneliş eğilimi gösterince doğal olarak ABD ve İsrail lobisi bundan rahatsızlık duydu. ABD’nin istediği AKP’den korkan seçmen CHP’ye oy vermeli; CHP’den korkan seçmen ise AKP’ye oy vermeli. Ancak Saadet Partisi’nin iktidar olması ABD ve İsrail lobisinin tekerine daha önceki Refah Partisi iktidarında olduğu gibi çomak sokmakla birlikte doğal olarak Türkiye’nin menfaatleri yönünde olacaktır.

Taksim Gezi Parkı olayları, bize 27 Nisan E-Muhtırası sürecini anımsattı. Gene o süreçte AKP’nin önemli ölçüde oy kayıpları yaşadığı; kamuoyu ve siyaset bilimciler tarafından ifade ediliyordu. Yaşanan 27 Nisan E-Muhtıra süreci sonunda yaldızları dökülen AKP iktidarı, ABD tarafından cilalanarak topluma sunulmuştu. Bugün de yaşadıklarımız farklı bir durum değildir.

Emperyalist ve siyonist güçler her zaman 1 taşla en az 2-3 kuş vurmanın hesaplarını yaparlar ve buna göre diğer ülkelerin siyasetlerini yönetirler. AKP, alkol yasasını çıkarttı ama bunun karşılığında Batılı güçler özellikle Suriye konusunda kendi menfaatleri yönünde çalışmalar istediler. Bunları da tam manası ile alamayınca Taksim Gezi Parkı provokasyonu ile Türkiye’yi asıl kimin yönettiğini Sayın Başbakan’a bir kez daha göstermiş oldular. Yabancı devlet yöneticileri protestoların ilk gününde Başbakan Erdoğan’ı çok sert eleştirdiler ama bugün baktığımızda Başbakan’ı öven açıklamaları şaşkınlıkla takip ediyoruz. Acaba ne değişmiştir de, bu beyanatlar değişmiştir? Yoksa AKP Hükümeti tarafından bazı sözler mi verilmiştir?

Gerçek bir Müslüman, hiçbir zaman devletin malına zarar vermez veya bir insanın hayatına kastetmez. Siz hiç türban eylemlerinde polise taş atan bir tesettürlü bayan gördünüz mü? Ama Taksim eyleminde eline balyoz almış bir bayanın polis arabasına vurduğuna şahit olduk Amacı ağaçları korumak olan bir bayanın elinde balyoz değil, ağaç fidanı olmalıydı. Anlaşılıyor ki, bu olaylar bir ağacın da ötesinde bir olaydır. Zaten AKP Hükümeti’nden talep edilen maddelere baktığımızda bu eylemcilerin, emperyalist devletlerin yurt içindeki uzantıları olduğunu net bir şekilde görüyoruz.

Bu arada Başbakan’ın eylemciler hakkında söylediği sözler aslında bombanın fitilini ateşleyen sözlerdir. Bir Başbakan’ın vatandaşlarına bu şekilde hitap etmesi, doğal olarak provokasyona zemin arayan emperyalist dış güçlerin ve bunların yerli iş birlikçilerinin ekmeğine yağ sürmüştür.

Bu tür sıkıntıların yaşanmaması ve Türkiye’deki provokasyonları tetikleyen gizli servis ajanlarının aynen Refah Partisi iktidarında olduğu gibi sınır dışı edilmesinin yegâne şartı Saadet Partisi iktidarıdır. Saadet Partisi’nin TBMM’de olmadığı yıllarda ABD ve İsrail lobisi istediği gibi at oynatabilmektedir. ABD ve İsrail lobisine ‘Yeter Artık’ demek isteyen tüm vatandaşlarımızı Saadet Partisi çatısı altına davet ediyorum.”

www.kerasushaber.net