7 Şubat MİT Krizi ile başlayan 17-25 Aralık süreciyle de kendini iyice açığa vurup
15 Temmuz da final yapmaya çalışan FETÖ yapılanması,
tüm ülkemizde olduğu gibi ilçemiz Çamoluk'ta da maalesef çok canlar yaktı,hatta ilçemiz de şehit verdi.
15 Temmuz'da, ülkemizi kan gölüne çevirme pahasına kalkışma yapanlara karşı,
halkımızın ortaya koymuş olduğu direniş, takdire şayandır.
Hepimizin bildiği gibi,16 Temmuz'dan itibaren hükümetimiz tarafından, aşağılık darbecileri,
devlet kademelerinden temizlemek için geniş kapsamlı bir çalışma başlatıldı.
Yapılan çalışmalar, bir çoğumuz tarafından yetersiz olduğu gerekçesiyle eleştirilere maruz kaldı.
Özellikle de, Ak Parti içerisinde ki FETÖ sempatizanları ve destekçilerini temizleme konusunda.
15 Temmuz'dan bu güne kadar yaşadığımız süreçte gördük ki; Bu yapıyla mücadele,
hiç de sandığımız gibi kolay bir mücadele olmuyor.
Bu olayla ilgili, Çamoluk'ta yaşananları dahi göz önüne aldığımız da,
yetkililerin işlerinin ne kadar zor ve meşakkatli olduğunu görebiliriz.
Çamoluk'ta ki bir çok köyden FETÖ yapılanması ile ilgili tutuklananlar oldu.
Siyasetçi, Hakim, Büyükelçilik Görevlisi,Askerler vs.
Biz Çamoluk Haber olarak, ikisi ile ilgili olarak haber yaptık.
Haberi yapmasına yaptık ama, amiyane tabirle başımıza gelmeyen kalmadı.
Tehdit edildik, hakarete uğradık...
Oysa Çamoluk, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a en fazla destek olan Türkiye'nin 5. ilçesi.
Bu da ayrı bir gerçek.
Başka bir gerçek ise, 7 Şubat, 17-25 Aralık ve son olarak'ta 15 Temmuz Darbesinin ana hedefi Recep Tayyip Erdoğandı.
Yani Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkemiz yönetiminden uzaklaştırılarak ülkemizi bir iç savaşa sürükleme çabası.
Buna karşılık 248 şehit ve 2000 gazi ile bu ihaneti önleme direnişi...
Ya, başarılı olsalardı!
İnsan düşünmek bile istemiyor.
Gökyüzünden insanları öldüresiye ateş eden pilot,köprünün tepesindeki keskin nişancı,
tankını vatandaşın üzerine süren tankçı da ve onlara emri veren de, birilerinin en yakını ve akrabası idi.
Yaptıkları iş ise, vatana ihanet!
Tabii bu yapının askeri kanadı darbede başarılı olsaydı, 16 Temmuz sabahı da, sivil destekçileri meydanlarda olacaktı.
Siyasetçisi,bürokratı ve İşadamları vs.
Darbe başarılı olamayınca sivil ayak, ülke nöbetlerinde bayraklı fotoğraflar paylaşmaya başladı,
Kendini olabildiğince gizlemeye çalışdı.
Onlar ne kadar gizlenselerde 15 Temmuz'dan önceki tavır ve davranışları onları ele veriyor.
Çünkü onlar darbenin başarılı olacağından, o kadar emindiler ki darbe sonrasında kimlik olarak kullanacakları,
hocaları tarafından okunmuş 1 dolarlarını hazırladılar.
Hocaları ? mevcut yönetimin kahrolması için defalarca beddua etmişti.
Ne de olsa hocalarının bedduası boşa çıkmayacaktı.
İnançları bu olduğu için 15 Temmuz öncesindeki tutum ve davranışları onları ele veriyordu.
Ancak Kriptolar hariç.
Hal böyle iken, ülke genelinde olduğu gibi Çamoluk'ta da insanlar,
15 Temmuz darbecilerine yönelik yapılan operasyonlarda, işin ucu kendine dokununca tamamen farklı bir tavır alabiliyor.
Özellikle de, sosyal medya hesaplarından darbecilere ve destekçilerine ağır ithamlarda bulunanlar,
aynı suç kapsamında gözaltına alınan, tutuklanan ya da, görevden el çektirilen kendi akrabası veya köylüsü olunca,
hemen koruma ve sahip çıkma refleksi ile hareket ederek "ama" diye başlayan cümleler kuruyor, delil getirin,kim yaptıysa.. diyerek işi sulandırmaya çalışıyorlardı.
Ardından da,O'nun aslında ne kadar iyi bir aileden geldiğini, iyi bir kişiliğe sahip olduğunu,
kandırılmış ya da zorlanmış olabileceğini ve mahkeme sonuçlanmadan suçlu ilan edilemeyeceğini dile getiriyorlardı.
İlçemizde ortaya konan bu koruma refleksinin çerçevesini genişletirseniz, işte o zaman anlarsınız
mücadele etmenin ve gerçek suçluyu bulmanın ne kadar zor olacağını.
Aynı koruma refleksinin Ak Parti kadrolarında,devlet kademelerinde,bürokraside de olduğunu unutmayalım.
Elinde hiç bir yetkisi olmayan vatandaşların dahi, can siparane savunup gizlemeye,
korumaya çalıştığı FETÖ'cüler, çeşitli nedenlerle birileri tarafından korunuyor.
Olay bu kadar basit ve aynı zamanda da karmaşık.
Özel olarak Çamoluk'a gelecek olursak;
Çamoluk Belediye Başkanı Savaş Akarçeşme'nin görevden alınmasından sonra,
Türkiye'de ki 28 Belediye ile Çamoluğa Kayyum atanması.
Ayrıca ulusal basında "teröre destek veren belediyeler" diye ilçemizin de sınıflandırılması,
tabii olarak, biz Çamoluk halkını rencide etti.
Rahatsızlığını da sosyal medya üzerinden paylaşanlar oldu.
Oysa bu işin bir yerlerde patlak vereceği belliydi.
Geçmişe kısa bir gözatalım.
Çamoluk Derneği güzel bir hizmet olarak, öğrencilere burs verme çalışmasını başlattı.
Talep çok, imkan kısıtlı olunca,burs alacak öğrencilerde tabii olarak bazı şartlar aranmaya başladı.
(Dört yıllık fakülte vb.)
Zamanla bu şartlar yönetimde söz sahibi olanlar tarafından kendi düşünce yapılarına göre şekill aldı.
Öğrencilere İnternet üzerinden yapılan başvuru formlarında hangi gazeteyi okudukları,
hangi köşe yazarlarını takip ettiklerini sorudular.
O dönem, Çamoluk Haber olarak bu konularda hata yapıldığını dile getirdik dinleyen olmadı.
Yine o dönem Gülen Cemaatinin yurtlarında kalan öğrencilere burs konusunda pozitif ayrımcılık
yapıldığı yakın zamana kadar konuşulan iddialar arasındaydı.
Çamoluk Derneğinin özellikle burs toplantılarında iftiharla bahsettiği bürokratlar dan bazıları
maalesef ya tutuklandı ya da görevden alındılar.
Çamoluk'u dizayn etmeye çalışanlar bu sonuçları çok önceden görebilmeliydiler.
O nedenle, Çamoluk'un teröre destek veren 28 belediyenin arasında olmasında vatandaşın hiç bir vebali yoktur!
O, doğru bildiği konuda, kararını verip oyunu kullanmıştır.
Çünkü onun ilçe başkanı dahi seçme hakkı yoktu.(Ak Partide)
İşte bunun için diyoruz ki;
Çamoluk'un siyasetini a'dan z'ye dizayn etme yetkisini kendinde görenler ortaya çıkan sonuç hakkında ne düşünüyorlar?Neden bir açıklama yapmıyorlar?
Ak Parti Çamoluk Belediye Başkan aday adaylarını mülakata alıp,
ince ayrıntılarına kadar sorgulayanlar,
kendi istekleri dışında Çamoluk'ta hiç bir oluşuma müsade etmeyenler
ortaya çıkan bu tablo karşısında kendilerini hiç mi sorumlu hissetmiyorlar?
Çamoluk'un teröre destek veren ilçeler arasında anılmasından rahatsızlık duyuyorlar mı ?
Merak ediyoruz!
Ortaya çıkan bu durumdan sonra,müsebbiplerden, Çamoluk siyasetinden
elini eteğini çekmeyi düşünen var mı bilemiyoruz.
Çamoluk Haber olarak, kurulduğu günden bu güne, Çamoluk'ta ortaya konan
ötekileştirici ve ayrımcı davranışlara karşı,Çamoluk sevdalısı olarak sürekli mücadele ettik.
Bazı konularda kısmen başarılı olsak ta, bir çok konu da başarılı olamadık.
Çünkü insanlar, yetkili ve güçlü olana inanmayı seviyor maalesef!
Öyle de oldu...
Yine, Çamoluk Haber'in tehlikeyi önceden görerek yaptığı haberlerle ilgili olarak,
Ne, Ak Parti Çamoluk İlçe Teşkilatı, ne de, Ak Parti Çamoluk'u dizayn edenler,
bir kez olsun arayıpta "Ne demek istiyorsun" diyen olmadı.
Hep kendilerinden emin bir şekilde mevcut politikalarını uygulamayı sürdürdüler.
Ta ki 15 Temmuz sonrasına kadar.
Darbe gecesi, Çamoluk meydanında toplanan vatandaşlara karşı yapmış olduğumuz açıklamadan sonra bile,
bizleri provakatör,çıkarcı gibi sıfatlarla adlandırıp, vatandaşın nazarında yok etmeye çalıştı aynı kişilerin yandaşları.
Ak Parti Çamoluk İlçe teşkilatı ve bazı dernek başkanları 19 Temmuz'da, genelde bizi kastederek,
"Ülke olarak uçurumun kenarına itilmeye çalışıldığımız bu günlerde
Çamoluğumuzda art niyetli kişiler, "Belediye Başkanımız Sn. Savaş Akarçeşme hakkında
ithamlarda bulunmuşlardır.(x mah+ köy).olarak başkanımıza güvendiğimizi
sonuna kadar yanında olduğumuzu belirtir, iftiralara itibar etmemenizi rica ederiz..."
diye bildiriler yayınladılar.
Bildirinin altına da resmi ünvanlarını yazarak.( x kKöyü Dernek Yönetimi Ya da Başkanı gibi)
ildiriler altında, hakaret, tehdit eden ve meydan okuyan yorumlar...
Oysa, Çamoluk Haber, bildiklerini Savaş Akarçeşme Belediye Başkanı ve yetkileri varken yüzüne söyledi.
Arkasından konuşmadı anlayacağınız.
Aşağıda yazacaklarımı Savaş Akarçeşme'ye her şartta destek veren akrabalarını dışarıda tutarak yazıyorum.
Çünkü onlar 15 Temmuz öncesinde de destekliyorlardı şimdi de destekliyorlar.
Onların aile bağları ,akrabalık gerekçeleri ve mahalle baskısı gibi çeşitli nedenleri var.
Yani sözüm onlara değil!
Sözüm 15 Temmuz'dan sonra ortaya çıkıp bizleri parovakatör ve çıkarcı ilan eden, daha sonra da Savaş Akarçeşme'nin alınacağı belli olmaya başlayınca satanlara.
Ayrıca hakkımda bildiri yayınlayan Dernek Başkanlarına.
Ak Parti İlçe Teşkilatı Yetkililerine.
15 Temmuz gecesinde bizi balkondan itip düşürmeye ve tolumsal linç'e maruz bırakmaya çalışan
İl Genel Meclis Üyesine,Bazı Çamoluk Belediye çalışanlarına ve Kaymakamlık ta ki görevli şahsa.
Hiç kimse üzerine alınmasın, herkes kendini gayet iyi biliyor!
15 Temmuz'dan sonra Başkana destek açıklaması yapıp ondan sonra da
" Vay be Giresun Valisi olacakmış - Bölge imamı imiş"
gibi sözleriniz dolaşıyor ortalıkta.
Yani desteğinizi açıkladığınız, arkasındayız dediğiniz başkanı, yayınladığınız bildirinin mürekkebi kurumadan sattınız!
Demekki size güven olmaz!
Sizden dost ta olmaz!
Hani bir söz vardır " Namert dostun olacağına mert düşmanın olsun" çünkü mert adam düşman da olsa, kimseye kahpelik yapmaz.
Ne yaparsa aleni yapar, gizli işi olmaz!
Şimdi soruyorum; Size ne oldu kafanıza saksı mı düştü hemen değişiverdiniz?
Oysa biz Belediye Başkanı görevden alındıktan sonra hakkında ajans haberleri hariç, hiç bir paylaşımda bulunmadık.
Sebebi de; Savaş Akarçeşme görevinde ve hür iken,hakkında haber yaptık o da bizim hakkımızda iddialarda bulundu.
Oysa şimdi Savaş Akarçeşme Tutuklu, kendisi hakkında ortaya atılacak iddialara cevap verecek durumda değil.
İşte bu sebeple biz bir paylaşım yapmıyoruz hakka girmeyelim diye...
Siz ise, görevdeyken yanında görünebilmek ve birlikte fotoğraf çektirmek için taklalar atıp,
görevinden alındıktan sonra ateşe atmaya çalıştınız.
İşte aramızda ki fark burada...
Bizim, Savaş Akarçeşme ile ilgili görüşümüz 15 Temmuz'da ne ise şimdide o dur.
Orası ayrı.
Ama adil davranmak ve dürüst olmak gerekir şu fani Dünya'da.
Açıkça söylüyorum:
Tutuklandıktan sonra Savaş Akarçeşme'nin ardından,
-Biz bilmiyorduk.
-Bizi de kandırdı.
-Vay be adam bölge imamıymış.
-Bu varya bu, beni öldürür, nasılda kandırdı bizi, diyenlerin hepsi,
Savaş Akarçeşme ile ilgili bu konularda belki bizden çok daha fazla bilgiye sahiptiler ve her şeyi de biliyorlardı.
Yaptıkları, sadece vatandaşı kandırmaktan ve kendilerini kurtarmaya çalışmaktan başka bir şey değil.
Buradan bir bilgiyi paylaşmakta fayda görüyorum.
Özellikte Çamoluk'ta ki tutuklamalarla ilgili bazı kişilerin suçlandığı ve sebep olarak gösterildiğine şahit oluyoruz.
Şunu kesin olarak belirtelim ki; tutklamalar özellikle devletin kendi elindeki istihbarat bilgi ve belgeleriyle yapılıyor
bundan emin olabilirsiniz.
Çünkü; Şu ana kadar daha bize, yaptığımız haber ya da 15 temmuz konuşması ile ilgili olarak ne biliyorsun diye sorulması.
Demem o ki, içi boş sebeplerle akrabalar ve komşular arasına nifak sokarak ayrışmalar yaşanmasın.
Ayrıca hakkımda "Menfaati kesildiği için bu haberleri yapıyor" diyen müfterilere hakkımı helal etmiyorum.
Son olarak ulusal basından bir dostumuz,"Devlet çok inceden, titiz bir çalışma yapıyor, bizim bile suçsuz diye haberini yaptıklarımızı bir gecede alıyor. Acele etmemek lazım" dedi.
Devlet çok yavaş hareket eder, Ancak yumruğu öldürücüdür..
İşte böyle ortaya karışık bir yazı oldu..
O nedenle hep birlikte;
Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Ârif anı seyreyler...
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler diyelim...
Kazım Karaçoban
Yüreğine kalemine sağlık kardeşim güzel yazmışın.okudum yazdıklarına aynen katılıyorum kısaca çamoluğa yazık ettiler çamoluk cumhurbaşkanımıza .her zaman destek vermiştir.ve sevdalısıdır.savaş kardeşimiz de ben şahsen suçsuz olduğuna inanıyorum inşAllah aklanır görevinin başına döner Allah doğrunun yanındadır.saygılar