DURAN ADAM DEĞİL SORAN ADAM OLMALIYIZ

  

Kreasyonlar  ilgi alanım değildir ama şundan eminim ki bu yazın modası duran adam. Hiçbirimiz   bardakta beklemiş   suyu  içmeyiz. Yani bekleme zamanı  kısa  bir süre de olsa,  duran suyun  bozulması için geçerli sebeptir. Zira birilerinin  doğanın  yasaları dedikleri bu İlahi nizam, devinim ve değişim  üzerine inşa edilmiştir. Evet dünyada ki  tüm başarı ve değişimlere duran adamlarla değil soran adamlarla  ulaşılmıştır.
Hz. İbrahim soran adam özelliğiyle Rabbine ulaşmış ve Halilullah olmuştur. Yine filozoflar doğrulara, sorarak ve sorgulayarak ulaşmışlardır. Neticede insanlık tarihi bu sorgulamalarla  elektrik, motor, bilgisayar  gibi bugünkü  teknolojiyi yakalamıştır.
Yaklaşık üç yüz  yıldır sorgulamayı unutan İslam Dünyasının evrensel değerlere katkısı  yok  denecek kadar azdır. Hatta bugün tasavvufi anlayışı hakikatta ki amacının dışına kanalize eden şeyhleri Allah’ın bile sorgulamayacağını düşünen müritler vardır. Allah ( C.C.) yarattıklarını özgür kılmış fakat bu  İslam Toplumlarında  pek anlaşılamamıştır. Çocukluğumdan beri içinde yaşadığım tasavvufi ortamlarda Kur’an tefsiri ve meali ile ilgilenen hiçbir tarikat göremedim. Bu durum Kur’an’dan uzaklaşmamızın dolayısıyla İslam Toplumlarının geri kalmalarının  en belirgin sebeplerinden  biridir. Zira Kur’ansız ve kuralsız tarikatlarda İslam’a ve insanlığa hizmet edilemez. Kur’an’ın hiçbir yerinde kula kulluk yoktur. Kula kulluk anlayışla evrensel değerlere sahip  bireyler yetiştirilemez.
Türk aydınları Abdülhamit’e karşı İngiliz emperyalistleriyle ortaklık yapmışlar ve Afrika’nın işgalini alkışlarla karşılamışlardır. Bizler öncelikle aydınlarımıza bunları soran adamlar olmalıyız. Bizler   bugün Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye, Yemen ve Katar başta olmak üzere bu Müslüman ülkelerin niçin krallıkla yönetildiğini sorgulamalıyız. Mescid-i Haram’ın giriş kapısının neden Allah’ın adıyla değil de kralın adıyla anıldığını sormalıyız. İslam Toplumlarında halk fakirleşirken idarecilerin nasıl zenginleştiklerini  sorgulamalıyız. Sefil halkın üzerine basarak sefih yaşam sürenlerin  gasp ettikleri rızıkları sorgulamalıyız.
 Dahası bugün 3 - 5  zenginin mal varlığının 80-100 devletin mal varlığından neden daha fazla olduğunu, milletvekili seçimi yapılan Müslüman ülkelerde milletvekillerini halkın değil de  niçin  liderin belirlediğini,  Müslüman toplumlarda kız çocuklarının haklarının  niçin erkek çocuklar kadar olmadığını sormalıyız. Sözün özü, dostlar bizler duran adam değil soran adam olmalıyız.
 
Ali Zafer TOPŞİR              
YORUM EKLE

banner200

banner205