**  İNCİ'nin KONUK EVİ **                     ŞAŞKIN REHBERİN HİKAYESİ


Yeryüzünün belki binlerce yıllık tarihi izlerini taşıyan ve bir şekilde bunu günümüze dek  yaşatan ayakta tutan ve bize armağan eden Sonsuz Kudretin  böyle bir toprak damında yaşayan tarihsel manada belki karun kadar zengin kullarıydık  biz.

 Bundan mütevellit bu  coğrafyanın doğasıyla tarihiyle doğusuyla batısıyla  ve kendi insanımızada bunu aktarmalı  anlatmalıydık , "geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez " diyen Şeyh edebalının sözünü kendimize rehber edinip , ömür treninin 49.cu vagonunda yol alırken sonsuzluk diyarına doğru,  evliya çelebinin ruhuna bürünen  düş hekimi kıvamındaki gezgin ruhumuzun bahtına bu sefer Rabbimin inayeti ile Kütahya merkeze bağlı 45 haneli inli köyüne  yolumuz düşmüştü .

 Sırtını  Türkmen dağlarına Yaslayan bu köy tarihsel anlamda bam başka bir yeri vardı, 506 km uzunluğunda  Türkiyenin üçüncü büyük yürüyüş yolu olan Kütahya Eskişehir Afyon ve Ankarayı kapsayan frig vadisi yolunun izlerini taşıyan bu köyde bir aile işletmesi olan "incinin konuk evi" isimli  üç odalı bir köy evinde konaklamıştık, işletme statüsü kişisel anlamda beklentilerinize göre değişiklik gösterebilir, çünkü bulunduğu konumda internet yok, dış dünya ile bağım kopmasın diyorsanız , sadece watsapa sahipsiniz, eee köy ortamı doğallığını var edecek ise eğer, kime ne diyebilirsiniz.

Odalar temizlik hijyen  yemekler mekan iletişim kusursuz, eeee halen oraya o il içinden merak edip gelmeyen keşfetmeyen , yahu bırakın konaklamayı bir çay içmeye gelmeyen o havayı teneffüs etmeyen , ayağının dibindeki hazineyi keşfedemeyen ne yazık ki bence hakketen şuursuz.

Bundan mütevellit hikayenin baş kahramanı 5 yaşındaki Deniz. Evet evet bu hikayenin baş kahramanı o. 

Bir köy ve bir köyde işletmecilik yapan turizm mezunu bir annenin ve ingilizce öğretmenliği yapan bir babanın  oğlu, henüz beş yaşında, ama davranışları hareketleri tavırları çocuksu bir masumiyet edasında olsa da, konaklayan müşterileri dere tepe demeden dağlık kayalık düz patika demeden ve dahi kimseden bir beklenti içine girmeden, o bölgenin tarihi yerlerini evinden o kadar uzak olmasına rağmen gezdiren, bir de arada bir durup "hadin bakem beni takip et şaşkın " diyen yaşı küçük ama varlığı gönüllerimizde olgun bir rehber edasını yaşatan Deniz'in hikayesi idi bu,
Çünkü Deniz kaleme alınmalıydı, ve Deniz dikkate alınmalıydı, betonların içinde tablet denilen nesneye mahkum edilmiş çocuklara inat, Deniz'in varllığından haberdar olmalıydı çocuklarımız. Deniz'in hayali neydi peki dostlar , Yaz aylarında  akşama kadar iki dönüm bahçenin içerisinde, koyunlarını besleyen, ve o bahçeyi ekip biçen sonrada o bahçeden topladığı mahsuller ile misafirlerine ikram eden babasını görünce, Deniz'in hayali babasının yerini doldurmaktı, bir çiftçi olarak, Deniz,e biz kocaman bir Maşallah diyelim, hikayemizi bu cennet vatanı karış karış dolaşan  rahmetli gazeteci Tayfun Talipoğlunun şu sözler ile bitirelim.

" isteseydim dünyayı dolaşırdım imkanım vardı, ama ben Anadolu'yu gezmeyi tercih ettim, 
Bazıları bana hep, Anadolu'daki son sümüklü çocuğu görene kadar gezecek misin dediler. Oysa o sümüklü çocuklar bizim geleceğimizdi, asıl o çocuklara eğilmemiz, o çocuklara sahip çıkmamız gerekirdi."
Ve geldik sona, yayında ve yapımda emeği geçen o anne babaya Şaşkın rehber Deniz'e ve internet çekmediği için bizi en yakın konum olarak tarla yoluna sokan google maps'a ve dahi bizi oraya kazasız belasız ulaştıran Rabbime sonsuz teşekkürler.

Anadolu'yu var eyleyen, bize vatan eyleyen
Sonsuz Kudret'ten niyazımız
Deniz'leri  her daim var  eyle
Ömrümüz yettiğince Anadolu'yu bu fakirinde adımları ile gark eyle.
Ve hikayelerimi BİLİNMEZ MEŞHUR
Senin Nur'un ile tamam eyle.

YORUM EKLE

banner200

banner205