Aldatılmışlık, istemesek de hepimiz o psikolojiyi yaşamışızdır. Reyhanlı faciasından sonra yetkililerin yapmış oldukları açıklamalardan, haleti ruhiyelerinin aldatılmışlık psikolojisi içersinde olduğunu anladım. Zira ABD, Suudi Yönetimi, Katar ve Batının desteği ile Suriye’deki çatışmalarda zalim Esad yönetiminin en fazla altı ay dayanabileceği düşüncesindeydiler. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı, ABD ve Batı bırakın Esad yönetimini yıkmayı, Esad’lı çözümler için ayak diretir oldular.
Görünen o ki ABD ve Batı, Suriye için uluslararası bir operasyona, güvenli bölge oluşturulmasına, muhaliflerin ağır silahlarla donatılmasına sıcak bakmıyor. Eee uluslararası operasyon yapılmayacak, muhalifler ağır silahlara sahip olamayacak da, peki bu Esad yönetimi nasıl yıkılacak? ABD ve Batının Esad yönetimini ortadan kaldırmak gibi bir amacı yok zaten. ABD ve Batının birinci amacı, İsrail’in bölgedeki güvenliğini sağlamak. Dolayısıyla Afganistan ve Irak’ta olduğu gibi Müslümanların düşük yoğunlukta çatışmaları, İsrail’in bölgedeki güvenliğinin teminatıdır.
Suriye’nin; Nusayri, Sünni, Kürt ve İsrail’e komşu Dürziler olmak üzere en az dörde bölünmesi, İsrail’in güvenliğinin ikinci bir teminatı olacaktır. Uzak gibi görünse de Esad’sız Sünni bir Suriye, İsrail’in güvenliği için uygun bir çözüm değildir.
Olaya ABD’yi nasıl memnun edebilirim perspektifinden yaklaşılırsa, ABD’nin yakın dostları Saddam Hüseyin ve Kaddafi’nin sonlarını birlikte gördük. Fakat Ortadoğu’da sınırları çizen İngiltere’nin, yeni sınırları da başkalarına çizdirmeyeceği gerçeği de unutulmamalıdır.
Olaya rasyonel olarak baktığımızda, Türkiye Suriye politikasını kendi menfaatlerini koruyacak bir yaklaşımla şekillendirmelidir. Bu koşullarda Türkiye’nin düşük yoğunluktaki bir çatışma ortamında dışta kalması mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye öncelikle Küresel Aktörleri de ikna edip, Suriye’ye girerek İsrail’le doğrudan komşu olmayı dahi düşünebilmelidir. Aksi takdirde bizden buraya kadar diyerek Suriye bataklığından çekilmelidir.
Laboratuar ortamlarında istenmeyen sonuçları kontrol altına alabilirsiniz. Fakat toplumsal olaylarda beklenmeyen hatta kontrol altına alamayacağınız sonuçlar da ortaya çıkabilir. Şöyle ki, milyonlarca kilometrekarelik coğrafyayı kaybettiğimiz son üç yüz yıllık süreçte, halkının iradesiyle Anadolu ile yeniden bütünleşen Hatay’ın elimizden çıkabileceği gibi, yanlış Suriye politikalarının sonucunda Abdullah ÖCALAN’ın başkanlığında bölgesel ırkçı bir devlette karşımıza çıkabilir. Ali Zafer TOPŞİR