Sayın Başbakanım,

               Kısa adıyla ORGİ olarak bilinen Giresun ve Ordu illerinin ortak kullanacağı havaalanın temelinin atılması, hükümetiniz tarafından önemli mesafeler kat edilen ulaştırma eğitim ve sağlık gibi hizmet sektörünün en önemli ve son halkasıdır. Bu havaalanı yaklaşık bir buçuk milyon yerleşik nüfusun yanında, telaffuz edilen bu rakam kadar da yurt içi ve dışındaki gurbetçilerimize hitabedecektir. Bunun yanında Ordu ve Giresun illerinin hinterlandı da düşünülüğünde Tokat, Sivas ve Gümüşhane illeri de bu hizmetten yararlanma imkânını kazanacaktır. Fakat yaklaşık otuz yıldır yapımını önleme amaçlı, çeşitli gerekçelerle bu havaalanının yapımı engellenmiş ve yöneticiler, gereksiz bir yatırım olduğu öne sürülerek yanıltılmıştır.

 

               2011 Genel Seçimleri öncesi açıklamış olduğunuz Kanal Projesi, ulaşım olduğu kadar istihdam ve yerleşim açısından da ülkemizin için önemli bir adımdır. Ancak Avrupa yakasına dönük bu projenin Osmanlı İmparatorluğu geleneğinde olduğu gibi, Anadolu ayağı yoktur. Zira Osmanlı İmparatorluğu’nun geleneğinde de olduğu gibi birileri tarafından Anadolu’ya hizmet ısrarla engellenmeye çalışılmaktadır. Ama sizler Anadolu insanının nazarında,   bu toprakların aşığı olarak yer edinmiş devlet adamlarından birisiniz. Ayrıca Avrupa yakası Kanal Projesi istimlak, depremsellik, fay hattı ve zemin açısından incelenmemiş ve bu boyutlarıyla ciddi olarak ele alınması gerek bir projedir.

 

                 Oysa Gazeteci Sayın Erhan AFYONCU’nun da ifade ettiği gibi “Osmanlı döneminde altı defa Karadeniz’le Marmara’nın birleştirilmesine teşebbüs edilmişti. Kanal için arazide çalışmalar yapıldıysa da savaşlar yüzünden teşebbüs gerçekleştirilemedi. Kanal için ikinci teşebbüs Üçüncü Murat döneminde 1591’de gündeme geldi. Kanal teşebbüsü dördüncü Mehmet devrinde, 1654’te yeniden tartışıldı. Hatta bölgeye mühendis gönderildi. Kanal için teşebbüse geçildi, ancak hafriyat sırasında su çıkması ve kışın gelmesi üzerine faaliyete ara verildi. Ancak daha sonra araya emlak meselesi yüzünden fısıltılar girince beşinci teşebbüs de akim kaldı.”    Dolayısıyla, İzmit Körfezi – Sapanca Gölü- Sakarya Nehri’nden Karadeniz’e veya Ava Deresi’nden İzmit Körfezi’ne açılacak bir kanal; maliyeti daha düşük olacağı gibi, istimlâk, depremsellik, fay hattı ve zemin açısından da uygundur. Bu proje Anadolu’nun önünü açacağı gibi on beş-yirmi milyon insanın çok daha az bir maliyetle  yerleştirilebileceği yeni bir alan olacaktır.

 

             Yine iktidarınız döneminde gerçekleştirilen her ile bir üniversite projesi kendi mantığı açısından güzel bir projedir. Ancak geçmiş dönemlerdeki uygulamalarıyla eleştirdiğimiz YÖK,  Giresun Üniversitesi’ne rektör atama konusunda da aynı tas aynı hamam, sınıfta kalmıştır. Yapılan seçim  “ sayın başbakanın talimatı ” diyerek yok sayılmış ve sadece iki oy alan isim halen rektör vekilidir. Bu süreçte Giresun Üniversitesi yeni açılan üniversiteler arasında en büyük potansiyele sahipken, bugün bu potansiyellerini tüketmiş, öğrencilerin barınma sorunu çözememiş, Sivas’ta eğitim veren Tıp Fakültesi hala Giresun’a gelememiş, mevcut öğretim üyeleri ise Giresun’da kalmaktansa Ardahan’ı dahi tercih eder duruma düşmüştür. Demokratlığından şüphe duymadığımız Sayın Başbakanımızın Giresun Üniversitesi’ni bu vahim gidişatını durduracağını bekler, saygılar sunarım.