TAŞERON İŞÇİLER ARTIK KADROYA GEÇİYOR

 
                   Geçen haftaki yazımda ülkemizin trajik gerçeklerinden taşeron işçilerin durumlarını ele almış, idari ve iş mahkemelerince verilen kadroya alınma kararlarını siz değerli okurlarımızla paylaşmıştım. Konuya gösterilen duyarlılığın yanı sıra, gerek hukuki gerekse sendikal zeminlerden aldığım geri dönütler, bu konuyu daha yakından ele almamı gerekli kıldı.
                   Öyle ya, bu gün ülkemizde – abartmıyorum - bir milyona yakın kişi geçimini taşeron işçi olarak sağlamaktadır. Adeta modern kölelik olan  sahipsiz taşeron işçilerin işte hal i pür melali. Görev tanımları yok. Her işe giderler. Bir bakmışsın işçi, bir bakmışsın memur, herhangi bir amirin özel işinde çalışırlar veya göreve gelmelerine aracı olanlar tarafından özel işlerinde çalıştırılıyor. İş güvenlikleri yok. Ücretlerini zamanında alamıyorlar. Şirketin kurumla yapmış olduğu sözleşmede belirten rakamdan,  çok daha düşük ücretle çalışıyorlar. Örgütlenme ve  sendikalaşma hakları yok. Şirket tarafından her yıl sürekli sözleşmeleri yenilenerek, sürekli işçi olmaları engelleniyor dolayısıyla,   yasal olan bütün sosyal haklarını kaybediyorlar. Taşeron işçilerin sahibi olmadığı gibi özel ayrıcalığı bulunan taşeron işçilerin yerine de koşmak zorunda kalıyorlar. Yıllık izinlerde ve hastalık izinlerinde güçlük yaşıyorlar. Diğer çalışanlar gibi mesai kavramları yoktur, gece gündüz çalışırlar. Yani hiçbir özlük hakkı ve iş güvencesi olmayan taşeron işçi; yemez, içmez, acıkmaz, hasta olmaz, yorulmaz, hayır demez, diyemez de.
                     Peki, iş güvencesinin yanında örgütlenme   ve sendikalaşma hakkı bulunmayan taşeron işçi hakkını nasıl arayacak? Yani kendileri gibi çalışanların elde ettiği kazanımları nasıl elde edecekler?                  
                     Öncelikle internet üzerinden bir platform oluşturularak, verilmeyen örgütlenme ve sendikal haklarının kazanımını bu yolla elde edebilirler. Bu yolla dava kazanmış gerek sendikalara bağlı, gerekse bağımsız olarak çalışan konuya vakıf bütün avukatlardan bir sinerji oluşturulabilir.
                     Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirler başta olmaz üzere belediyelerdeki taşeron işçilerin kazanımlarını,  özellikle mahkeme kararlarını ve uygulanışını  takip edebilirler.
                      Çalışma bakanlığı nezdinde siyasi parti ve iktidar temsilcilerini konuya duyarlı olmaya zorlamalılar.
                      İllerde barolara teknik destek ve hukuki yardım taleplerini iletmelidir. Baroların hassasiyet duyulan diğer konularda olduğu gibi, taşeron işçilere de ücretsiz hukuki yardım ve avukat desteği sağlayacağına inanıyorum. 
 
                       Bürokraside özellikle üst yönetimde çalışanlar bilirler ki, bugün kadro sıkıntısı yaşayan kurumlar bu sorunlarını taşeron işçilerle giderme yoluna gitmektedir. Dolayısıyla taşeron işçiler aynı işi yapmalarına rağmen çok daha düşük ücret almaktadırlar. Konuya duyarlılığını yapmış olduğu açıklamalarla göstermiş olan Sayın Çalışma bakanımızla kurulacak yakın diyaloglar neticesinde, taşeron işçilerimizin sorunlarına çözüm üretileceği kanaatindeyim.
 
                      Saygılarımla.
 
                                                                                                                 Ali Zafer TOPŞİR
YORUM EKLE

banner200