Ülkemizin bütün kesimlerini yasa boğan bir facia yaşadık. Soma’da ki kömür ocağında açıklandığı gibi yer altı yangını sonucu
301 madenci kardeşimiz hakkın rahmetine kavuştu. Uzun seneler sonra ülkemizde 3 günlük yas ilan edildi. Bütün dünya
üzüldü. Soma’da bir kömür ocağı yandı. Fakat aynı zamanda 77 milyonun ocağı yandı adeta. Hangi kömür ısıtacak, babasız
kalan evleri? Bu kara gün gündemimiz içinde yer alıyor ve daha uzun süre yer almaya devam edecek.
Her çeşit bilim ve teknoloji kullanılarak var olan bütün güvenlik önlemleri alınarak, dünyadaki bütün iyi örnekler uygulanarak
yapılacak madenciliğin ve şuanda gündemimizi teşkil eden kömür çıkarma işi ve Allahın bize bahşettiği Türkiye’mizin yer altı
kaynaklarının çıkarılıp değerlendirilmesi vazgeçilmezdir. Gözden kaçırılmaması gereken bir gerçektir. Kömür ve diğer bütün
madenlerimiz bize sunulan, bize hediye edilen nimetlerdir. Gerek ülkemiz için gerekse de bütün dünya insanı için büyük önem
arzetmektedir. Kapatalım ocakları bu sorun bitsin mantığı kabul edilemez. Madenlerimizin işletilmemesi kesinlikle çözüm
olamaz. Bütün madenler insanlığa hizmet anlamında değişik işkollarında gerekli olan olmazsa olmazlardandır.
Soma kömürü Türkiye’nin Zonguldak’tan sonra kalite bakımdan ikinci olan kömürüdür. Bu yörede Kısrakdere, Eynez,
Sarıkaya, Deniş, Işıklar, Atabacası ismiyle anılan kömür ocakları vardır. Zonguldak kömürü koklaşma özelliğine sahiptir. Soma
kömürünün normları ve standartları uygundur. Ancak koklaşabilir kömürler değildir. Orta kalitede kömürlerdir. Ülkemizin bu
kömüre olan ihtiyacı henüz bitmemiştir. En tehlikelisi kömür madenidir. Nasıl ki geçmişte deprem öncesi inşaatları yaparken
artık deprem olmuyor nasıl olsa durumu olmuştu. Ne zaman 1999 depremi geldi. Büyük kayıplar vermiştik. Şimdi de Soma’da
bire bir aynısı oldu. Bu gafletler,delaletler ve hıyanetler bitmeli artık.
Bu vahim kaza ile hiç olmazsa bundan sonra aklımızın başımıza gelmesi lazımdır. İlkokul’dan başlamak üzere bütün eğitim
kademelerinde insanımıza önce iş güvenliği olgusu yerleştirecek bilincin oluşmasına yönelik çalışma hemen başlatılmalıdır.
Ciddi anlamda sabırlı ve ısrarlı bir şekilde takibi yapılmalıdır. İnanın semeresi çok kısa sürede alınacaktır. Devletimizin son
zamanlarda uygulamaya koyduğu ve mecburiyet getirdiği iş güvenliği çalışmasının ne kadar önemli olduğu bu acıklı kazadan
sonra bir kere daha su yüzüne çıkmıştır. İş güvenliği bilincinin oturması, bu sürecin ısrarla uygulanması, ciddi anlamda
denetlenmesi, denetleyenlerinde denetlenmesi (hem de birkaç koldan) özellikle yüksek risk taşıyan, Doğal ve İşlenmiş Katı
Yakıt meslek komitemizin, yer altı kömür madenciliği bölümünü oluşturan iş kolumuz için çok daha fazla gereklidir. Artık
birikimliyiz ve kendimize öz güvenimiz tam. Batılı yapar, biz yapamayız ezikliği gerilerde kaldı.
Ülkemizi yasa boğan ve bütün dünyayı etkisi altına alan, bu elim olaydan sonra acil bir şekilde iş güvenliği ve insan’a saygı
bakımından çalışmalar başlayacaktır. Olaylardan ders çıkarılmış bir ortamda yeniden yasal düzenlemeler yapılması zorunlu
hale gelmiştir. Yapılacak olan yasal düzenlemelerde çok farklı birimlerden görüşler alınmalıdır. Bilhassa kömür sektörüne
dahil olan bütün kesimlerin tavsiyeleri önemlidir. Bizlerde İstanbul Ticaret Odası olarak görüş bildirmekle vazifeliyiz. İTO’nun
sunacağı görüşün alt yapısının bir kısmı işte bu yazının içerisindedir. İleriye dönük olarak da İTO 81 no’lu Doğal ve İşlenmiş
Katı Yakıt komitesi bu konudaki göreve şimdiden hazırdır. Sorumluluğunun da bilincindedir. Temennimiz ve beklentimiz
her türlü riskin sıfıra veya sıfıra yakın seviyeye çekilmesidir. Devamında da bütün dünyanın parmak ısıracağı sonucun
alınması kaçınılmaz olmuştur. Bu yapacağımız yeni düzenlemenin dünyadaki diğer ülkeler tarafından örnek alınması en
büyük arzumuzdur. Öyle bir sistem geliştirmeliyiz ki dünyada bir ilk olmanın gururunu da bize yaşatsın. Suçlu aranacaksa
eğer hepimiz suçluyuz. Hepimiz ihmalkarız. Kısacası hepimiz sorumluyuz. Bir türlü elimizi taşın altına koymayı
başaramıyoruz. Geçmişteki benzer hatalarımızdan dersler almıyoruz bir türlü.Testi kırıldıktan sonra çıkan sıkıntıların
vahametini fark edebilmek adeta geleneksel sporlarımızdan birisi oldu.
Ülkemizin bütün kurumlarının tek vücut olup bu acı hadiseye karşı duyarlı olması çok güzel. Adeta yardımda yarışılması çok
hoş. Devletimiz ve sivil toplum örgütlerinin seferberlik ilan etmesi insanı mest ediyor. İstanbul Ticaret Odasının da ilk etapta
iki milyon TL nakit para ve koli ile gıda yardımı yapması ve akabinde madencilerimizin çocuklarına İTİCÜ’de eğitim ve barınma
yardımı vaadi bizi mutlu ediyor. Devamında da İTO olarak Soma’ya bizzat gidilmesi elzem olmuştur.
Bir kere daha Türkiye’yi ve sektörümüzü yasa boğan bu elim kömür ocağı kazasında hayatını kaybeden kardeşlerimize
cenabı Allahtan gani gani rahmet diliyoruz. Geride kalanlara sabr-ı cemil niyaz ediyoruz. Bir daha yaşanmaması umut ve
Hüseyin AKARÇEŞME
İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi
81 No’lu Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi Başkan vekili
Soma’daki facia oldu ülke yarası.
Tek amaçları vardı, helal ekmek parası.
Dualar eşliğinde Allah’a sığınalım.
Ölüme mesafemiz iki kaşın arası.
Kazma ile yer altında kaderimi yazarım,
Kazıdığım her bir oyuk, olur benim mezarım.
Aksi halde bir onulmaz yara olur, azarım,
Şayet çare bulunmazsa, ocak olur mezarım.
Sözde kaldı, yoktur benim cumartesi pazarım,
Yer altında galeriler, olur benim mezarım.
Yer altında olsam bile üstünüzde nazarım.
Üsttekiler! Siz sağ olun, bura benim mezarım.
Rabbime kavuşmak için, seve seve kazarım,
Yer altında olsa bile, gül bahçesi mezarım.
Sezayi TUĞLA (31 Mayıs 2014)