İki komşu ülkenin hükümdarları birbirlerine ilginç hediyeler göndererek zeka gösterisi yaparlarmış...
Hükümdarlardan biri, ülkesinin en meşhur heykeltıraşını çağırır ve altından birbirinin tıpatıp aynısı üç insan heykeli yapmasını ister.
Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekmiş...
Heykeller hazırlanır ve bir mektupla diğer hükümdara gönderilir...
Mektupta şöyle yazar;
"Bu üç heykel birbirinin aynısı gibi görünebilir ama içlerinden biri diğer ikisinden daha kıymetlidir. Onu bulunca bana haber ver..."
Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırır. Gramına kadar eşit çıkar. Ülkenin en bilge kişileri dikkatle inceler ve bir fark göremezler...
Aradan günler geçer... Zindanda bu durumu duyan bir genç heykelleri görmek istediğini söyler ve saraya getirilir...
Genç, iyice inceledikten sonra bir tel ister...
Teli birinci heykelin kulağından sokar, tel heykelin ağzından çıkar.
İkinci heykele aynı işlemi yapar, tel bu kez kulaktan çıkar.
Üçüncü heykelde tel kulaktan girer ama bir yerden çıkmaz. Kalp hizasında kalır...
Hükümdar hemen komşu hükümdara şu cevabı yazıp gönderir;
"Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir...
Bir kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa o insan da makbul değildir...
En kıymetlisi, kulağından gireni yüreğine gömendir...
Hediyen için çok teşekkür ederim."
Hüseyin Akarçeşme