2011-08-25 22:56:08

Ağlamaya Mecalim Yok Anne Ben Ölüyorum!!!

Fatih Aydın

25 Ağustos 2011, 22:56

Somali;
Açlığın, savaşın, sömürünün ülkesi!
Okyanusun yanı başında kuraklığın ve salgın hastalıkların pençesindeki garipler diyarı!
Tüm dünya bu insanlık dramına gözlerini yumarken, Türkiye Cumhuriyeti en yüksek makamı dahil Somali’ye yardım için seferber oldu.
Ülkeye giden dostlarımız bizlere kucak dolusu hüzün ve acı hikayeler getirdi. Maalesef ülkede yardım için Türkiye dışında hiçbir ülke yok ve Başbakan dahil tüm Türkiye kardeş ülke Somali için seferber oldu.
Detaylara girmeden önce şunu hatırlatmak isterim:
Somali için Başbakanlık banka hesaplarını kullanarak yardım gönderen iş adamları, bağış ve yardım istisnasından %100 yararlanabilecek. Pakistan’da ki sel felaketi için yapılan düzenlemenin benzeri Somali için de yapıldı ve Başbakanlık Genelgesi ile resmileşti.
Mesleki açıdan olayı özetlersek, mükellefler Somali için Başbakanlık üzerinden gönderdikleri nakit yardımların tamamını Geçici Dönem Beyannameleri ya da yıllık Kurumlar Vergisi Beyannameleri üzerinde ‘’İstisnalar’’ bölümünde göstererek vergiden istisna tutabilecekler.
Bu bilgiyi verdikten sonra Somali analizimize devam edelim.
Somali’ye giden bütün herkesin üzerinde birleştiği ortak hususlar şöyle özetlenebilir:
-2 yaşında bir çocuğun acılar içinde çığlıklar attığını görüyorsunuz. Çocuğun vücudu şişlikler içinde. Hiçbir yerine dokunamıyorsunuz. Mantar hastalığı bütün vücudunu sarmış,
-9 yaşında kız çocuğunun karnının şiş olduğunu görüp hamile sanıyorsunuz, ancak bunun sebebinin Siroz hastalığı olduğunu öğreniyorsunuz,
-Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın ziyareti sırasında tedavisi için özel talimat verdiği minik yavrunun 30 dakika sonra açlıktan ve hastalıktan vefat ettiğini öğreniyorsunuz, yüreğiniz burkuluyor, ne diyeceğinizi bilemiyorsunuz,
-Kimse Yok mu, Deniz Feneri, İHH, Kızılay, Deniz Yıldızı, Yardım Eli gibi bilinen büyük çaplı yardım kuruluşları ile kurumsal ve bireysel bazda irili ufaklı çok sayıda Türk yardım organizasyonları var. Görev dağılımı yapılmış. Kimisi çadır kuruyor, kimisi su kuyusu açıyor, kimisi gıda dağıtıyor. Ülkede sadece Türkiye var. Maalesef modern dünya kör ve sağır!
-Türkiye’nin tüm gücü ile yardımlarda bulunması, Somali Halkı’nın nazarında Osmanlı benzeri bir algı oluşturmaya başlamış,
-%100 oranında Müslüman olan halk, içinde bulunulan ‘’ölümcül’’ duruma rağmen beş vakit namazını kılıyor ve oruç tutuyor,
-Somali aslında bir deniz ülkesi. Çünkü 2670 m Hint Okyanusu’na sahili var. Ancak balık bile tutamıyorlar. Çünkü ülkede sandal yok, balıkçı teknesi yok, olta yok, para yok, benzin yok. Dünyanın en büyük ton balığı bu ülkede çıkartılıyor. Ancak ton balığı ticareti tamamen İngiltere’nin sömürüsü altında,
-35 yaşında bir vatandaşın başı durmadan büyüyor ve kafatasının şekli değişmiş. Ülkeye yardım için giden ‘’yeryüzü doktorları’’ bu durumun gıdasızlıktan olduğunu söylüyor ve tedavisinin aslında basit olduğunu belirtiyorlar. Fakat imkansızlıklar nedeni ile tedavisi yapılamıyor. Muhtemelen bu kişiye 1 ay ömür biçiliyor,
-Çocukların çoğunda yetersiz beslenme ve yaşam koşulları sebebi ile Siroz belirtileri var. 10 günlük tedavi süreçleri gerekiyor. Ancak bu çocuklar muhtemelen ölecekler. Çünkü ülkede, ayda 40.000 günde ortalama 1.300 kişi açlıktan, kuraklıktan ve hastalıktan yaşamını yitiriyor,
-Başkent Mogadişu (Muqdisho) ’da derme çatma bezlerle kurulan çadırlarda yaşayan halkın maruz kaldığı hastalıklardan biri de Kolera. Suyun olmadığı ülkede temizlik hemen hemen imkansız gibi,
-Ülkede savaş ve çatışma ortamı devam ediyor ve maalesef siyasi istikrarsızlık hakim, can güvenliği yok.
Evet ülkede genel durum bu!
Somali’den gelen hayır insanlarının çektikleri bir görüntü beni çok üzdü. Fotoğrafta Başbakan Erdoğan ve beraberindeki heyet bir kampı ziyaret ediyor. Yan yana yatmış ve kımıldayacak halleri olmayan 4 kadın var. 3 tanesi başbakanın ziyaretine mukabele ederek gülümsemeye çalışıyor. Ancak biri var ki o mecalsiz, halsiz. Çünkü o boş gözlerle ölümü bekliyor. Canının derdinde. Başbakan’a değil diğer yöne bakıyor. Belli ki Başbakan’a yüzünü dönecek kadar gücü yok…
Ve başka bir olay…
Çocuk açlıktan yuvasından çıkmış gözleri ile annesine bakıyor. Yüzünde bataklık sinekleri var. Ağır hasta. Uzun süre gıdasız kalmaktan ötürü ağızdan beslenemiyor. Mecburen serum verilmek durumunda. Ancak doktor çocuğun vücudunda serum iğnesi takacak yer bulamıyor. Çünkü deri-kemik birbirine yapışmış ve damar yok.
Değerli okurlarımız;
Bir takım dinozorların ‘’Türkiye’de bu kadar aç var, neden Somali’ye yardım yapılıyor’’ dediklerini biliyoruz. Yukarıda anlattığımız olaylar ‘’açlığın tanımını’’ yeniden yapmamızı gerektiriyor. Kuş sütü ile beslenip, Somali’li iri gözlü çocuğun ölümünü ''iri üzüm taneleri eşliğinde'' seyredenlerin açlıktan bahsetmeleri o kadar manidar ki!.. Bir o kadarda komik!
Hiç birimiz bir dilim ekmekten yoksun değiliz çok şükür. Bir tas suyumuz var içebileceğimiz. Her sabah kalktığımızda elimizi yüzümüzü yıkayabiliyoruz…
Ancak Somali aç, Somali susuz, Somali tüm dünyanın ‘’kararmış vicdanları’’ karşısında ve ‘’bakan ama göremeyen’’ gözleri önünde ölüyor…
Ve Türkiye!
Yaralı kuşlar için hastane kuran ecdadın evlatları!
Yardıma koşuyor…
Mübarek Ramazan Ayı’nı da vesile kılarak, fitre, zekat, sadaka, nafaka v.s. her ne ad altında olursa olsun, lütfen Somali’ye yardım edelim.
Bir Somalili çocuğun gözlerine baktığınızda ne demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaksınız.
Yarın değil, az sonra değil, hemen şimdi Somaliye yardım edin! Çünkü az sonra binlerce çocuk ölmüş olacak!
Acil yardım, lütfen!
SOMALİ ÖLÜYOR!
 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.