2012-09-25 21:59:59

ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ

Ali Zafer Topşir

25 Eylül 2012, 21:59

 
Küresel dünyanın mücadele ettiği, ekonomileri parlak görünen bazı ülkeleri yıkan kriz ülkemizi teğet geçti. Özellikle son on yılda bireysel olarak sahip olunan konut ve araç sayısında ciddi artışlar yaşandı, dünyanın önde gelen markaları ülkemizdeki ilk şubelerini İstanbul'daki alış veriş merkezlerinde açtılar. Doğrudur, ilgimiz, bilgimiz, yaşantımız, hayata bakışımız epey değişti.
Kamu çalışanı sayımız on yıl önce iki milyon üç yüz bin civarında idi, şimdilerde ise üç milyon beş yüz binlerde. Haliyle büyüyen ekonomimizden kamu çalışanları da paylarını almalıdır. Hükümetin geçtiğimiz yıl uygulamaya koyduğu eşit işe eşit ücret politikası, bazı kamu çalışanları açısından ciddi bir artış sağladı. Öyle ki aylık geliri iki bin Türk Lirası civarında olan bir milletvekili danışmanın maaşı bir anda, beş bin liranın üzerine çıktı.
Hükümetin uygulamaya koymuş olduğu eşit işe eşit ücret politikasından; öğretmenler, üniversitelerdeki öğretim elemanları ve emekliler yararlanamamışlardır. Yüksek lisans mezunu on beş yıllık bir öğretmenin maaşı aynı okuldaki on beş yıllık lise mezunu memurdan daha azdır. Neden olarak da öğretmenlerin ekders gelirinin bu açığı kapattığı ifade edilmektedir. Öğretmenlerin ortama ekders geliri bu makası kapatacak büyüklükte olmadığı gibi, her öğretmenin de branşı itibariyle ekders ücreti alma imkanı yoktur. Aynı şekilde öğretim elemanları ve emeklilerde göz ardı edilerek, eşit işe eşit ücret politikasının mağdurları olmuşlardır.
Eğitim camiası yaklaşık yedi yüz bin öğretmenle kamu çalışanları arasında en büyük sayısal çoğunluğa sahip olan kesimdir. Yedi yüz bin çalışan, aile ve etkiledikleri çevreler dikkate alındığında, demokratik bir ülkede bir iktidarı yıkıp yeni bir iktidar kuracak çoğunluk demektir. Fakat bu rakamlar ve sayısal çoğunluklar bizde özlük hakları ve çalışma koşullarını daha iyi standartlara yükseltmek için değil, sadece hükümetle masaya oturacak sendikaların belirlenmesinde dikkate alınmaktadır. Yine aynı şekilde çoğu Avrupa Ülkesinin nüfusundan fazla olan on milyonluk bir emekli kitlemiz var. Bu sayısal çoğunluk emeklilerimize demokratik bir ülkede haklarını elde edebilmenin yanında, çok daha belirleyici olabilme gücünü de kazandıracaktır. ................................................................................... Emeklilerin sendikal anlamda örgütlenmesi, beklentilerini gerçekleştirme ve yaşam standartlarının yükselmesinde önemli katkılarda bulunacağı gibi, oylarına talip olan siyasi partilerin proje ve çalışmaları da onlara yeni yaşam alanları oluşturacaktır. Öğretim elemanları sayısal çoğunluk olarak bir güç oluşturamamış olsalar da, eğitimci kimlikleriyle sendikal olarak örgütlenmiş oldukları eğitim camiamızın yönlendirici, lokomotif gücü olmuşlardır.
Sayın başbakanımız yeni eğitim öğretim yılının başlamasından dolayı geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada, öğretmenlerin diğer memurlardan geriye düşmemeleri için gereken tedbirleri alacaklarını ifade ettiler. Gelecek yıl yerel seçimler yapılacak. İnanıyorum ki bu süreçte hükümet göz ardı ettiği; öğretim elemanları, öğretmenler ve emeklilerimizin yaşam standartlarını yükseltecek hamlelerde bulunacaktır. Belki düşüyorsunuz, işçiye, memura tamam da, sendika emeklinin neyine? Doğru, emeklilerimizin meydanlarda polise direnecek, taş atacak, kaldırımları sökecek gücü olmayacak fakat, sendikal olarak örgütlenmiş emeklilerimiz sadece kendi yaşantılarına değil, toplumuzun demokratik ve sosyal yaşantısına çok ciddi katkılarda bulunacaktır.
Ali Zafer TOPŞİR
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.