Davasi olmayanin gayesi olmaz...
Gayesi olmayanin gayreti olmaz...
Gayreti olmayanin kiymeti olmaz...
Elhamdülillah biz Müslüman'ız. Bu ismi bize Uluhiyet ve Rububiyet sıfatlarının mutlak sahibi
olan sonsuz büyük RAB,bimiz bize seçti ve beğendi. "Yaratılmakla başı boş bırakılacağınızımı
zannediyorsunuz,elbette ki imtihan olunacaksınız" İlahi buyruğuyla bize bir tenbihatta bulundu.
Bu imtihanı kavrayabilmek,geçebilmek,mü'min kullar olarak huzuru ilahisine çıkıp ebedi rızai
saadetine ermek için; bizleri en üstün kabiliyet ve meziyetlerle techiz etti ve böylece bizleri
Dünya yurduna imtihan olmak için yerleştirdi. Bu imtihan için içimizden rehber olarak
Peygamberler gönderdi,Onları katından ilahi emir ve "ana yasa" buyruğuyla öncü ve önder kıldı.
Bu Peygamberler (a,s ) hak ve batılı bizlere tanıttı. hakkı nasıl kuşanıp,batıla karşı hakkı nasıl
savunacağımızın yol, yöntem, usül ve esaslarını bize öğretti. Aramızdan ebediyyete hicret
ederken bize çok mühim bir tembihatta bulundu. Ey İnananlar: Size iki şey bırakıyorum.
Birincisi Allah cc nun kitabı Kuran ı azimuşşan,diğeri ise benim sünnetimdir. Tüm dünya ve
ahiret işlerinizde çare ve çözümlerinizi bu iki klavuza göre arar,tanzim ve tatbik ederseniz dünya
ve ahirette ebedi huzur ve saadete erersiniz. Şayet bu iki klavuzu terkederseniz dünya ve
ahiretinizi kaybedersiniz diye bizi uyardı.
Bu sebepledir ki:
Davamiz: İslamdir.
Gayemiz: Allah cc nun rızasını kazanmaktir.
Gayretimiz: İyi bir kul olup,cennete ve riza i bariyeye nail olmaktir.
Kiymetimiz,bu istikamette gösterdiğimiz gayretimiz kadardir.
ÖLÇÜ ve DENGE
ÖLÇÜ FİKİR: İslam dir. İslamın kaynaği Kuran dir+sünnettir= vahiydir. Kitap ve Sünnet’ten
çıkarılan iki ölçü/usûl vardır: a) Usûliddîn, b) Usûl-i Fıkıh.
ÖLÇÜ İNSAN : Tüm yanılgılardan korunan Fahri kainat Hz Muhammed Mustafa s.a.v. dir.
ÖLÇÜ HAREKET: Kuran ve sünnette peygamberlerin (a.s) bize haber verdiği TEVHID
hareketidir.
ÖLÇÜ TOPLUM: Tüm yanılgılardan muhafaza edilenin rahle i tedrisinde yetişmiş olan Ashab ı
kiram efendilerimizdir.
*** Ölçüyü kavrayan gelişir, ölçüyü kaybeden değişir ***
Yanılanın ölçüsü yanılır, yanılmayanın ölçüsü yanılmaz. Allah cc tüm eksik ve noksan sıfatlardan
münezzehtir. İnsan beşerdir,nakıstır,nisyan ile malüldür. Dolayısıyla yanılır. Yanılanı ölçü
edinende yanılır. Yanılanın,yanılması mümkün olanın ölçüsüne tabi olan ve olunan müslümanda
olsa,alim de olsa şuursuzdur,gafildir.
Yanılmayanın (ALLAH cc) ölçüsüne her şart alta kayıtsız şartsız iman eden,teslim olan,dünya ve
ahiretinin tüm çare ve çözümlerini onun yüce ilahi buyruğunda arayana da, şuurlu MÜSLÜMAN
denir.
Şuurlu müslüman: yukarıda beyan edilen ölçüleri her şart altında kendine rehber edinen,tüm
zalim ve zorbalara eğilmeden HAK' kı haykıran, islamsiz SAADET olmaz, CİHAD sız İSLAM olmaz,
ŞUUR suz Müslüman olmaz, gerçeğine ömrünü vakfeden "ALLAH Erini" ve onun bu istikamette
açtığı çığırı terkedemez.
Konjektürel şartların ortaya çıkardığı sanal kahramanliklar başka birşeydir, Hayatini islam ve
kuran nizamina adamak başka birşeydir.
Dava adamliği, Dünya sıkıntılarının giderilmesi ve dünyevi menfaatlere erişmesiyle sendelenen
kimseler; bir gün büyük bir mahcubiyet yaşayacaklardir.
Garipte kalsalar davalarında sadık kalanlar,tüm çaba ve gayretlerini,zihinsel faaliyetlerini
inandıkları davaya hasredip sorumluluk ve insiyatif alanlar, konjektür ekselanslarina saygı
duyup şapka çıkarmayanlar; gelecek sizlerin kendinizi tüm hücrelerinizle davanıza sevdanıza
MİLLİ GÖRÜŞ ünüze inanarak adanmanizin üzerine kurulacaktir.
Başkalarının ne yapmadığını konuşmaktan ziyade, bugün tüm zorluklara rağmen sizin ne
yaptığınız çok daha önem taşımaktadır.
Dava adamlığı konuşulmaz yaşanir. Örnek oluşturur.
Zaman: geçici Dünya makam ve mevkilerinin şöhret ve şehvetine itibar etmeden;elindeki tüm
imkan ve yetkileri hakkın rızasına uygun olarak halkın islamlaşmasına ve şuurlandırılmasına
vesile kılma zamanıdır.
Zaman: insanlik son krize girmeden inandiklarimizi kuşanma zamanidir.
Zaman: mazeret üretme zamani değil,peygamberi bir inanç ve azimle mideye taş bağlayip tüm
zorluklara rağmen ufukta yeni fetihleri müjdeleme zamanidir.
Zaman: kendimize ne biriktirdiklerimizden ziyade; bir müslüman olarak yarın huzuru ilahiyeye
ne götürdüğümüz ve islam adına,müslümanlara geriye ne bıraktığımızın ve bırakacağımızın
sorumluluğuyla harekete geçme zamanıdır.
Zaman: itişip çekişme zamanı değil,birleşip,bütünleşme ve kardeşlik bilinç ve şuuruyla harekete
geçme zamanidir.
Unutmayalim ki:
Bizim sorumluluğumuz kendimizi sorumlu hissettiğimiz kadar değil, Allah cc nun bizi sorumlu
kıldığı kadardır.
İnsan: yapabildiklerinin toplamıdır, yapmayı arzuladıklarının değil.
zaman daralıyor...
VESSELAM.
İsmail BAKIRHAN / AVUSTURYA