Allah’ın (cc) ilim ve irfan ile izzetlendirip şereflendirdiği, bu ülkenin mü'min âlimleri, aydınları, mütefekkirleri, eli kalem tutanları; İslam coğrafyası kan, gözyaşı, zulüm ve enva-i çeşit fitne ile boğuşurken neredesiniz?
Ey Ümmetin âlimleri!
Allah’tan (cc) en çok korkanlarınız âlimlerinizdir. (1) Âlimler, peygamberlerin varisleridir. (2) Deki; hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (3) (Şüphesiz bilenlerin mesuliyet ve sorumluluğu, bilmeyenlere nispetle daha ağırdır) ilahi hitapların öncelikli muhatapları sizler değil misiniz?
Ey Ümmetin âlimleri!
Allah’ın (cc) dinde sizlere bahşettiği anlayışı; yaşadığımız çağda İslam ümmetinin içerisine düştüğü zillet girdabından kurtarıp, yeniden İslam’ın izzetine kavuşturmak için kullanmayacaksanız nerde ve ne zaman kullanacaksınız?
Ey Ümmetin âlimleri!
Zalimlerin dayanılmaz zulmüne karşı sizlerin yaşadığı coğrafyayı; tarihi misyonunuz itibariyle güvenilir liman bilip, sizlere sığınan Suriyeli Emani Arrahman bir gece yarısı 10 aylık çocuğu ile evinden kaçırıldı. Irzı kirletildi. 9 aylık hamile olan Emani ve 10 aylık olan oğlunun kafası taşla ezilerek hunharca katledildiler.
Ey Ümmetin âlimleri!
İslam fıkhına göre evli bir kadına tecavüz etmenin İslam hukukundaki hükmü nedir? Suçsuz bir kadının ve 10 aylık evladının kafasının taşla ezilerek öldürülmesinin İslam hukukundaki yeri nedir? Doğumuna günler kalan bir bebeğin doğmadan öldürülmesinin İslam hukukundaki yeri nedir? Bu günahlara sebep olan canilere Müslümanlardan toplanan vergilerle bakılmasının İslam hukukundaki hükmü nedir?
Ey Ümmetin âlimleri!
Yöneticileriyle beraber halkının %99'u Müslüman olan bir ülkede, işlenen bir suçun cezai müeyyidesinin İslam’a göre verilmemesinin İslam hukukundaki hükmü nedir? Müslüman toplumlarda gerçek adaletin yerini bulması için birtakım kaygı ve korkularla idarecilerini hakkıyla uyarıp ikaz etmeyen, dinde ilim ve anlayış sahibi âlimlerin İslam’a göre vebal ve mesuliyeti nedir?
Ey Ümmetin âlimleri!
Asırlarca İslam ümmetinin haysiyet ve şerefini korumuş, zulme uğrayan hiçbir mazluma kimliğini sormaksızın yardımına koşmuş, sinesinde peygamberler, sahabeler, Allah yolunda şehit olmuş, sayısız mücahitlerin manevi makamına ev sahipliği yapan bir ülkede; İslam’ın tümüyle toplum hayatına hâkim olması ve ahkâmının her alanda uygulanarak adil bir nizamın tesis edilmesi için öncülük etmeyen, seslerini birleştirip yükseltmeyen Müslüman âlimlerin, Kur’an-ı Kerim’e göre hükmü nedir?
Ey Ümmetin âlimleri!
İslam’ın salt camilerde kürsülerde sair mekânlarda anlatılanı mı gerçek İslam’dır, yoksa İslam’ın tümüyle her alanda yaşanmış olanı mı İslam’dır?
Ey Ümmetin âlimleri!
Bugün; ülkemiz ve diğer İslam coğrafyasında İslam ümmetini dinine, imanına, peygamberine, aslına, özüne, tarihine yabancılaştıran ve çeşitli vasıtalarla icra edilen şeytani programlara, hoca siluetli din tüccarı ifsatçılara karşı; zihinleri örselenen milletimizin sürüklendiği uçuruma karşı top yekûn neden ayağa kalkmıyorsunuz?
Ey Ümmetin âlimleri!
Yaşadığımız coğrafyada olup bitenlere karşı bulunduğunuz mekânlarda, kürsülerde ümmete ve bu millete yaptığınız vahdet çağrısını; önce kendi aranızda sağladığınıza Allah için bizler şahitler olmak istiyoruz.
Ey Ümmetin âlimleri!
Sizden bu milletin bir bölümünü diğerine karşı galeyana getirmenizi beklemiyoruz. Sadece İslam’ın emrettiği vahdeti, İslam davetçileri olan sizlerde fiilen görmek istiyoruz.
Ey Ümmetin âlimleri!
İlim, irfan ve insaf sahibi olan, sizleri bir araya getiremeyen vahdet çağrınız; söyler misiniz bizleri nasıl bir araya getirecek? Bir araya gelmek için daha neyi ve ne zamana kadar bekleyeceksiniz? Daha hangi felaketler yaşanmalı coğrafyamızda? Kaç İslam ülkesi daha tarumar edilmeli? Söylemekten hayâ ettiğim daha kaç fenalığı ümmetin kadınları yaşaması gerekiyor?
Ey Ümmetin âlimleri!
Artık çıkmalısınız bulunduğunuz dar alanlardan. El ele vermelisiniz. En büyük selatin camilerinden birinde bir araya gelmelisiniz. Bir vakit namazını yan yana, omuz omuza bu milletin önünde birlikte kılmalısınız. Namaz sonrasında bu milletin manevi öncüleri olarak sizlerin bir vahdet fotoğrafını görmek istiyoruz. Sizlerden birer konuşma yapmanızı da beklemiyoruz. Fakat taşıdığınız mana ve mesuliyete dair birkaç cümle de olsa açıklama bekliyoruz. En etkin mürit, müntesip yahut takipçilerinizden birine değil, belki en zayıfının eline vereceğiniz bir kaç maddelik niyet duyurunuzu deklare etmenizi istiyoruz.
Ey Ümmetin âlimleri!
Bugün; toplum olarak yaşadığımız bunalım ve buhranları, zihinsel ayrışma ve kamplaşmaları ortadan kaldıracak, kardeşler topluluğunu yeniden tesis etmek için söz ve eylem birliği yapmanıza ihtiyacımız var.
Ey Ümmetin âlimleri!
Siz ayağa kalkarsanız, biz toparlanacağız. Siz yola çıkarsanız, biz meydanlara taşacağız. Siz tekbir alırsanız, biz bir millet olarak arkanızda kıyama duracağız. Siz bir araya gelirseniz, biz etrafınızda etten duvar olacağız. Siz önümüzde yürürseniz biz peşinizden koşacağız.
Ey Ümmetin Âlimleri Size İhtiyacımız Var.
İsmail BAKIRHAN
Fatır 28 (1) Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn Mâce ve Ahmed b. Hanbel (2) Zümer 39 (3)